Etiket: Sağlık

  • BioNTech, sıtma aşısı için kolları sıvadı

    BioNTech, sıtma aşısı için kolları sıvadı

    BioNTech’in kurucusu ve CEO’su Prof. Dr. Uğur Şahin, sıtma aşısının klinik deneylerine önümüzdeki yılın sonuna kadar başlamayı hedeflediklerini açıkladı. Aşının, koronavirüs aşısında olduğu gibi mRNA teknolojisiyle geliştirilmesi planlanıyor.

    ABD’li Pfizer ile koronavirüse karşı aşı geliştiren Alman ilaç şirketi BioNTech, Covid-19 aşısını üretmek için kullandığı mRNA teknolojisiyle bu kez de sıtma aşısı geliştirmeyi hedefliyor.

    BioNTech’den yapılan yazılı açıklamaya göre, şirketin kurucusu ve CEO’su Prof. Dr. Uğur Şahin, 2022 yılının sonuna kadar sıtma aşısı için klinik deneylere başlamayı hedeflediklerini, özellikle sıtma kaynaklı ölümlerin çok olduğu Aftika’da da bir üretim tesisi açmak istediklerini belirtti.

    BioNTech’in açıklamasında, Afrika ülkelerine aşı tedarik etmek ve kıtada sürdürülebilir bir mRNA üretim kapasitesinin nasıl geliştirileceğini değerlendirmek amacıyla, ortaklarla birlikte çalışıldığı kaydedildi. Açıklamada, tesisin oluşturulmasıyla çok sayıda mRNA-bazlı aşısının üretilebileceği belirtildi.

    DSÖ TARAFINDAN DESTEKLENİYOR

    Şahin’in duyurduğu proje Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) yanı sıra Avrupa Komisyonu ile Bill ve Melinda Gates Vakfı tarafından da destekleniyor.

    Uğur Şahin böyle bir projenin erken dönem geliştirme ve test bütçesinin 30 ile 80 milyon dolar arasında olduğunu belirtirken, şu anda bütçeyle ilgili herhangi kısıtlamaları olmadığını söyledi.

    Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 2019 yılında en az 409 bin insanın ölümüne sebep olan ve 229 milyon kişiye bulaşan sıtma, en çok Afrika kıtasını etkiliyor. Afrika’da 5 yaşın altındaki çocuklar en çok etkilenen grup olarak öne çıkıyor.

  • İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, midye avcılığını böyle denetliyor

    İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, midye avcılığını böyle denetliyor

    Bir bölgeden midye toplanmasına izin vermek için 6 ay boyunca inceleme yaptıklarını belirten, İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, “Haftada bir kere mutlaka deniz suyundan ve midyeden numune alıyoruz. Midye, denizin süzgecidir. Yaptığımız denetimlerde müsilajın herhangi bir şekilde zararlı olmadığı ve izinli noktalarda avlanan midyelerde müsilajın olumsuz bir etkisi olmadığını ortaya koyduk” dedi.

    İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, uzun incelemeler ve denetimler sonucunda midye avcılığının yapılacağı bölgelere izin veriyor. İstanbul İl Tarım Müdürlüğü ekipleri her hafta dalgıç eşliğinde denizden midye toplayarak, sağlığa zararlı olup olmadığına dair analizler yapıyor. Midyelerin yanı sıra, denizden su alarak kirlilik analizi de yapılıyor.

    İstanbul’da mideye için 5 noktadan izleme yapılıyor. Bir bölgeden midye alınabilmesi için, 6 ay boyunca toplanan numuneler analiz ediliyor. Her hafta toplanan midyeler, Tarım Ve Orman Bakanlığı-İstanbul Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü’nde toksikolojik, mikrobiyolojik, ağır metal analizlerinden geçtikten sonra uygun görülürse o bölge avcılığa açılıyor. Avcılığa açılan bölge de yine belirli aralıklarla izleme yapılıyor.

    Denizden midye numunesi toplanarak analizi yapıldı

    Tarım İl Müdürlüğü ekipleri, Yeşilköy çiroz açıklarının da midye avcılığına açık hale gelmesi için belirli zamanlarda numuneler alınarak analizler yaptı. Yeşilköy Çiroz açıklarında Tarım il Müdürlüğü ekipleri balıkçı ve dalgıç eşliğinde denizden midye topladı. Denize giren dalgıç, midyeleri toplayarak tekneye çıkardı. Toplanan midyeler İstanbul İl Tarım Müdürlüğü ekipleri tarafından teslim alındı. Alınan numuneler, poşetlenerek mühürledi. Daha sonrada Tarım İl Müdürlüğü ekipleri tarafından, Tarım ve Orman Bakanlığı-İstanbul Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü’ne getirildi. Burada midyelerde toksikolojik, mikrobiyolojik, ağır metal taşıyıp taşımadığına bakıldı.

    Midyenin denizin süzgeci olduğunu belirten İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, midyelerde müsilajın olumsuz bir etkisi olmadığını söyledi.

    İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, “Midyeler zararlı diyemeyiz. 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri Bitki Sağlığı ve Gıda ve Yem Kanunu çerçevesinde her yerden midye avlanmıyor. Belli noktalarda, bizim izleyip de avcılığa açtığımız noktalarda avlanan midyelerde herhangi bir problem yok. Yönetmelikler uyarınca bir bölgeden midye alınabilmesi için biz o bölgeyi 6 ay boyunca izliyoruz. Her hafta deniz suyundan ve midyeden numune alınıyoruz. 6 ay sonunda içinde bulunduğumuz Gıda ve Orman Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü gibi uluslararası akreditasyona sahip laboratuvarlarımızda toksikolojik, mikrobiyolojik, ağır metal vs. analizlerden geçiyor. Uygun olursa eğer buralara izin veriliyor, avcılığa açılıyor. Avcılığa açıldıktan sonra yine rutin olarak izlemeye devam ediyoruz. Herhangi bir olumsuzluk olduğu anda da avcılığa kapatılıyor” ifadelerini kullandı.

    Avcılıkla ilgili denetimlerin 7 gün 24 saat hem karada he denizde yapıldığını belirten Karaca, “İstanbul ilimizde şu anda 5 noktamız açık, izleme yapmışız. 2 tanesi beyaz kum midyesi, 3 tane noktada da kara kıllı midyede yaptığımız analizler, çalışmalar sonucunda avcılığa açık. Bir bölgede de yine çalışmalarımız sürüyor. Eğer analizlerde bir problem görmezse o bölgeyi de avcılığa açacağız. Vatandaşlarımıza şunu söylüyoruz biz; avcılığa açık olmayan yerlerden avlanan midyeleri tüketmeleri zararlı. Biz 1380 sayılı kanun çerçevesinde buradaki avcılıkla ilgili denetimlerimiz 7 gün 24 saat esasına göre hem karada hem denizde yapıyoruz. Bu noktada yaptığımız denetimler sonucunda 100’ün üzerindeki tekneye el koyuldu. Bunların bir kısmı midye avlarken yakalandı. Birçok midye avcılığı sırasında dalgıç malzemeleri, kompresörlerine de el koyuldu” şeklinde konuştu.

    İzinli yerlerden avlanan midyelerde müsilajın bir etkisi bulunmadığını söyleyen Karaca, “Haftada bir aldığımız analizler var. Yılda 2 defa 6 ayda bir aldığımız analizler var, ayda bir aldığımız analizler var. Ama bununla ilgili çalışmalarımızda zaten o bölgeden haftada bir kere mutlaka deniz suyundan ve midyeden numune alıyoruz. Midye, denizin süzgeci. Yaptığımız denetimlerde müsilajın kendisinin de zaten organik bir şey, müsilajın da herhangi bir şekilde zararlı olmadığı ve izinli noktalarda da avlanan midyelerde müsilajın olumsuz bir etkisi olmadığını ortaya koyduk” diye konuştu.

    Midye avcılığında izin verilen noktaları açıklayan Karaca, “Koordinatlarımız var bizim. Şile bölgesinde 2 farklı noktada beyaz kum midyesi avlanıyor. Bunları genelde ihraç ediliyor zaten. Yine 2 tanesi Karadeniz’de, biri de Boğaz’da Beykoz Umuryeri olmak üzere 3 noktamızda da kara kıllı adı verilen noktamızda da izin verilen nokta var. Yeşilköy tarafında şu an izlediğimiz bir nokta var. Bunların yerleri, koordinatları belli. Buradan çıkarttığımız noktalarda bir sıkıntı yok ama diğer yerlerde avlanan midyeler zaten yasak yerler olduğu için direkt olarak analize dahi atmadan direkt imhasına, canlıysa denize iadesini gerçekleştiriyoruz. En iyi denetçi her zaman tüketicinin kendisi. Yine avcılık konusunda da herhangi bir şekilde uygunsuz midye avlandığını karada ve denizde gördüklerinde 174 gıda hattımızı ve sahil güvenlik hattını aradıkları takdirde biz oraya gidip zaten müdahale edip denetimi yapıyoruz” dedi.

    Tarım Ve Orman Bakanlığı-İstanbul Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü toksin birim sorumlusu Selman Güler, “Tarım il Müdürlüğü’nün denetçileri tarafından getirilen laboratuvarımıza ulaştıktan sonra birimize gelmekte ve toksin analizleri yapılmaktadır. Midye birimize geldikten sonra analize alınmaktadır. Deniz biyotoksinleri açısından değerlendiriyoruz toksin laboratuvarı olarak. Deniz biyotoksinleri insan sağlığı için sinir sistemini olumsuz etkileyen metabolik artıklardır” diye konuştu.

    Zöhre Alagöz – Muhammed Fırat Aksoy-Deniz Zeybek – Harun Özcüler
     

  • Kanser hakkında şaşırtan araştırma

    Kanser hakkında şaşırtan araştırma

    Orta Çağ’daki ölüm nedenlerini düşündüğümüzde, çoğumuzun aklına muhtemelen veba, kıtlık veya savaş gelir. Bu listede kanser pek yer almaz, ancak son araştırmalar kanserin o devirde de düşünülenden daha yaygın olduğunu ortaya koyuyor. Elbette her kanser ölümcül değildi, özellikle de etrafta çok daha hızlı ölüm nedenleri varken göz ardı edilebilirdi, ancak şaşırtıcı derecede yaygın bir katil olabilir.

    Kanserler, hem yaşam tarzı hem de çevresel faktörlerin bir sonucu olarak daha yaygın hale geliyor. Birçok hastalığa ve diğer ölüm nedenlerine çare bulunması, insanların savunmasızlığın arttığı yaşlara kadar yaşadığı anlamına geliyor. Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nın belirttiği gibi; “Genel olarak, kanser oranları, nüfusu en yüksek yaşam beklentisine, eğitim seviyesine ve yaşam standardına sahip olduğu ülkelerde en yüksektir. Bu nedenle, ters eğilim gösteren birkaç kanser istisnasına rağmen, büyük ölçüde kansersiz bir endüstri çağı öncesine göz atmamız gerekli.”

    Cambridge Üniversitesi’nden Dr. Piers Mitchell MS 500 ile 1600 yılları arasında ölen 143 kişinin iskeletini incelediğinde çok fazla tümör bulmayı beklemiyordu. Ancak araştırma sonucunda gerçek rakamın beklenen yüzde 1’den daha fazla olduğu ortaya çıktı. Mitchell yaptığı açıklamada; “Kanserlerin çoğu, orta çağ kalıntılarında bozulmuş olan yumuşak doku organlarında oluşuyor. Sadece bazı kanser türleri kemiğe yayılıyor ve bunların sadece birkaçı yüzeyinde görülebiliyor, bu yüzden kemiğin içinde malignite belirtileri aradık” dedi.

    BT taramaları, tümü erkek olan beş vakada (yüzde 3,8) görünür kanıtlar ortaya çıkardı. Yumuşak doku tümörlerinin yaklaşık yüzde 50 ila 60’ının kemiğe hiç yayılmadığı gerçeğini de göz önünde bulunduran Mitchell ve ortak yazarlar, Cancer dergisinde yayınladıkları makalede, o dönemde İngiltere nüfusunun yüzde 9 ila 14’ü kansere yakalanmış olabileceğini öne sürdü. Bu oran, günümüzle karşılaştırıldığında, hala çok düşük bir oran.

    Çalışma için kullanılan kemikler Cambridge ve çevresindeki altı mezarlıktan geldi. Mezardan çıkarılan cesetlerin çoğu eksikti, bu nedenle tutarlılık için ekip kendilerini omurganın, pelvisin ve uyluk kemiklerinin tümünün çalışma için uygun olduğu iskeletlerle sınırladı.

  • Geleceğin teknolojileri fiber gücüyle şekilleniyor

    Geleceğin teknolojileri fiber gücüyle şekilleniyor

    Turkcell küresel bağlanabilirliğin geliştirilmesi için çalışmalar yürüten yüzlerce teknoloji şirketi ve kuruluşun üyesi olduğu uluslararası topluluk Telecom Infra Project (TIP) ile birlikte yeni nesil fiber iletişim teknolojilerinin geliştirilmesi için çalışmalarına devam ediyor. Yapılan çalışmayla sektörün yüksek hızlı modüler fiber optik transponder çözümü Turkcell şebekesi üzerinde denendi. Gerçekleştirilen deneme kapsamında Turkcell’in Avrupa ve Gebze Veri Merkezleri arasında Türkiye’de ilk kez uygulandığı belirtilen, ‘açık’ ve ‘ayrıştırılmış’ optik şebeke mimarisi kullanılarak 250 km mesafede 200Gbps hız ile veri transferi sağlandı. Cassini Open Optical & Packet Transport olarak adlandırılan bu yeni çözüm sayesinde hızla dijitalleşen dünyanın artan fiber haberleşme ihtiyaçlarına önümüzdeki yıllar boyunca esnek, ölçeklenebilir ve güvenilir bir altyapı ile cevap sunulabilecek.

    Yeni nesil teknolojilerin geliştirildiği organizasyonlarda aktif biçimde yer aldıklarına dikkat çeken Turkcell Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gediz Sezgin, “Sektördeki önemli rolümüzü yenilikçi teknolojilerin ülkemize kazandırılması anlamında da sürdürüyoruz. Sektörümüzde yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi, test edilmesi ve onaylanmasında önemli bir rol oynayan TIP ile birlikte gelişimine katkı sunduğumuz Cassini Open Optical & Packet Transport projesiyle fiber iletişim teknolojilerinin geleceğine yön veren operatörlerden biri olduk. Yaptığımız bu denemeler sayesinde önümüzdeki dönemde programlanabilir, tedarikçi bağımsız, otonom şebekeler vizyonumuzu hayata geçirerek 5G ile yaygınlaşacak olan sanal gerçeklik, otonom sürüş, uzaktan cerrahi ve akıllı şehirler gibi uygulamaların getireceği güvenilir ve yüksek hızlı veri transferi ihtiyacını rahatlıkla karşılayabileceğiz. Türkiye’yi iletişim teknolojileri alanında öncü ülkelerden biri haline getirmek için bu tip uluslararası organizasyonlarda aktif rol alarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülke insanımızın ihtiyaçlarını en yeni teknolojilerle karşılamak için yenilikçi çözümleri test etmeye ve şebekemize dahil etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

    Turkcell şebekesinde başarıyla gerçekleştirilen deneme hakkında konuşan Telecom Infra Project (TIP) İcra Direktörü Attilio Zani ise şunları söyledi: “TIP’in tasarlarığı Cassini teknolojisi, ticari kullanım gereksinimlerini karşılayan açık ağ ürünleri oluşturabilmek için operatörle tedarikçilerin bir arada çalışarak geliştirdiği ve test ederek onayladığı ortak bir çalışmanın sonucudur. Cassini’nin Turkcell’in fiber ağındaki başarılı testi aynı zamanda TIP’in küresel bağlanabilirliğini artırmaya yönelik çalışmaları ve dijitalleşen ekonomilerden kaynaklanan artan veri trafiği talebini karşılamaya nasıl katkıda bulunabileceğini açıkça ortaya koyan iyi bir örnektir”.

    Şirketin denemesini gerçekleştirdiği bu yeni çözüm klasik optik şebeke teknolojilerden farklı olarak programlanabilir ve ayrıştırılmış şebeke mimarisi kullanıyor. Kullanılan yeni mimari, klasik bütünleşik yaklaşımın aksine, fiber optik şebeke üzerindeki bağımsız bileşenlerin ayrı ayrı geliştirilmesine olanak tanıyor. Bu sayede farklı donanım ve yazılım üreticilerinin çözümleri bir araya getirilerek ihtiyaçlara yönelik olarak esnek çözümler sunulabiliyor.

  • Red Bull Campus Clutch’ta elemeler devam ediyor

    Red Bull Campus Clutch’ta elemeler devam ediyor

    Dünyanın ilk ve en büyük üniversiteler arası global VALORANT turnuvası olduğu belirtilen Red Bull Campus Clutch, üniversite öğrencilerine farklı tecrübe yaşatmak için yola çıktı. Her üniversite öğrencisine, üniversitesini dünya sahnesinde temsil etme imkanı sunan turnuvada, ülke elemeleri heyecanlı devam ediyor.

    Türkiye elemelerinin üçüncü haftasında, finale yükselme başarısını gösteren 10 takım daha belli oldu. 6 Nisan’da başlayan elemeler sonunda GUEST White, Alvera Arena eS, 480p, BARO, KAHHR, Order 66,TOXIC5,Usak University, BABALAR ve 5 Death Punch takımları final biletini ceplerine koydu.

    Verilen bilgiye göre, 80 üniversitede kurulan 5 kişilik takımların, VALORANT oyununda Türkiye’yi ve üniversitesini temsil etmek için mücadele ettikleri elemeler 14 Mayıs tarihine kadar devam edecek. Türkiye finalinin 22 Mayıs’ta gerçekleşeceği Red Bull Campus Clutch’ta elemeler tek oyun, final ise en iyi 3 oyun üzerinden oynanacak.

    Türkiye şampiyonu olan takım 5-6 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek ve 53 ülke temsilcisinin katılacağı Dünya Finali eleme turuna katılmaya hak kazanacak. Bu aşamada takımlar, dünyanın her yerinde aynı anda gerçekleşecek 24 saatlik bir canlı yayında kendi kıtalarında yarışacak. Eleme turunda başarılı olan 10 finalist, 17-18 Temmuz tarihlerinde İspanya’da düzenlenecek Dünya Finali’nde mücadele edecek.

    Dünya Finali’nde mutlu sona ulaşan takım, 20 bin euroluk ödülün yanı sıra VALORANT Masters’ta mücadele eden dünyanın en iyi VALORANT oyuncularıyla tanışma şansına da sahip olacak. Turnuva ile ilgili detaylı bilginin RedBull.com/campusclutch adresinde yer aldığı belirtildi.

  • Aktif karbona Covid-19 nedeniyle talep arttı

    Aktif karbona Covid-19 nedeniyle talep arttı

    İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yunus Önal, Aktif Karbon projesinin gelişim sürecini anlattı. Doç. Dr. Yunus Önal, aktif karbonun ham maddesi, üretim süreci ve ekonomiye katkılarına dair bilgi verdi.

    “Aktif karbona talep attı”

    Aktif karbona Covid-19 nedeni ile bir yıl içerisinde küresel ölçekte talep miktarının artığını dile getiren Önal, “ Çin’den sonra Almanya, Amerika yoğun olarak aktif karbonu kullanıyor. Türkiye’de farklı isimler altında olmakla beraber yılda yaklaşık 75 milyon dolarlık aktif karbon ithalatına para veriyoruz. Henüz ülkemizde üretilmiyor ama bir yıl içerisinde 4-5 fabrika faaliyete geçmiş olacaktır” şeklinde konuştu.
    Yabancı yatırımcıların desteğiyle Malatya’da kurulmakta olan fabrikanın yapımına 4 yıl önce başlandığını, fabrikanın kaba inşaatının ise bittiğini belirten Önal, aktif karbon tesisinin yoğun makine ve enerji gerektirdiğini kaydetti.

    Önal, Malatya’da üretilecek olan aktif karbonun tümünün yurt dışına ihraç edileceğini, yerli üretimde yıllık 3 bin tonun üzerine çıktığında ise iç piyasaya verilebileceğini söyledi.

    “20 yıldır çalışmalar yapıyorum”

    Aktif karbon projesi üzerinde 20 yıldır çalışmalar yaptığını ifade eden Doç. Dr. Yunus Önal, endüstride ham madde sıkıntısı yaşayan iş alanları için yan sanayilerin geliştirilmesinin öneminden söz etti. İlk olarak aktif karbon projesinin temellerinin İnönü Üniversitesi’nde atıldığını vurgulayan Önal, Kayısı çekirdeğinden elde edilen tıbbi aktif karbon patentine sahip olduklarını ifade etti. Önal, kayısı çekirdeğinden elde edilen aktif karbonun Malatya ekonomisine büyük katkı sağlayacağını belirtti.

    Aktif karbonun nerelerde kullanıldığı ve üretiminde hangi malzemelerin olacağına değinen Önal, aktif karbonun nasıl elde edildiği konusunda, “Biokütle dediğimiz karbon içeren ağaç ve meyve atıklarının sıcaklıkla gözenekli hale getirilmesidir. Meyve suyu fabrikalarının atıklarına biokütle dediğimiz çimen, ot, saman, fındık kabuğu, kayısı çekirdeği kabuğu, ayçiçeği sapı, mısır koçanı karbon içeren bu tür biokütlelerden aktif karbon üretebiliyoruz. Biokütleyi, 500 derecede ısıtıyoruz. Bu sırada malzemede yüzde 70 civarında gaz ve sıvı ürün çıkıyor. Bunu yakıp sistemin enerjisini bedavaya getiriyoruz. Daha sonra bunu alıp 900 derecede sıcaklıkta ısıtıyoruz. Burada da bir miktar su buharı veriyor işte bu aşamada aktif karbon elde etmiş oluyoruz” ifadelerine yer verdi.

    Önal, aktif karbonun Mısırlılar döneminde temizlikte ve mide ülserinde kullandıklarını, insanların aktif karbonu öğüterek yuttuklarını ve günümüzde de klimalarda, otomobillerde, atık su arıtımında, gıda ve kimya endüstrisi gibi birçok alanda kullanıldığını vurguladı. Önal, Türkiye’deki hastanelerin hepsinde aktif karbon solüsyonları olduğunu, uzay teknolojisinde havayı temizlemek için kullanıldığını, kullanılan aktif karbonun çöpe atılmayıp tekrar yakıp enerjide de elde edildiğinin altını çizerek, aktif karbonun hiçbir dezavantajı olmayan ender malzemelerden biri olduğunu söyledi.

  • Yerli ve milli TEI-TJ300 motorundan dünya rekoru

    Yerli ve milli TEI-TJ300 motorundan dünya rekoru

    Türkiye, bir yandan açık veya örtülü ambargolarla mücadele ederken diğer yandan da öz kaynaklarını ve yetişmiş insan gücünü kullanarak yerli ve milli çözümler geliştiriyor. Yürütülen bu çalışmalardan biri de Türkiye’nin ilk Orta Menzilli Füze Motoru olan TEI-TJ300.

    Rekor itki seviyesi

    2017 yılında TÜBİTAK, TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş. (TEI) ve Roketsan iş birliği ile geliştirilmeye başlayan TEI-TJ300 turbojet motoru projesinde, hedeflenen performansın çok ötesinde sonuçlar ortaya çıktı. 230-250 mm sınıfındaki diğer rakip motorların en iyisi 250 mm çap ile en fazla 1250 N seviyesinde itki üretirken TEI-TJ300 motoru, 240 mm çap ile 1342 N itki kuvvetine ulaşarak bu sınıfta bir dünya rekoru kırdı.

    Varank prototipi çalıştırmıştı

    Türk mühendisleri tarafından tamamen yerli ve milli olarak tasarlanan TEI-TJ300 Turbojet motorunun ilk prototip çalıştırma töreni, Bakan Varank’ın katılımıyla Haziran 2020’de gerçekleştirilmişti. Varank, şimdi de TEI-TJ300’ün kırdığı rekoru sosyal medya hesabından paylaştı. Paylaşımda, TEI-TJ300’ün rekor kıran testinin videosu da yer aldı.

    Milli olarak tasarlandı

    TEI-TJ300 Hava Solumalı Jet Motoru Projesi, Eylül 2017’de TÜBİTAK desteği ile TEI ve Roketsan arasında imzalanan protokol ile başladı. Tamamen milli olarak tasarlanıp geliştirilen ve imal edilen turbojet motorun ilk prototip testi 2020 yılında başarılı bir şekilde gerçekleştirildi.

    Yüksek hızlarda çalışabiliyor

    Füze sistemlerine uyarlanılabilmesi için 240 mm kısıtlı çapta, sınıfında bu itki gücünü üretebilen dünyadaki ilk motor olan TEI-TJ300, 5000 ft irtifada ses hızının yüzde 90’ına varan yüksek hızlarda çalışabiliyor.

    Rüzgar etkisiyle başlama

    TEI-TJ300 motoru, herhangi bir başlatıcı sisteme (marş motoru) ihtiyaç olmadan rüzgar etkisi (windmilling) ile başlayabilme özelliğine sahip. Bu özellik, platformun hem hava, hem deniz, hem de kara savunma sistemlerine uygulanmasını mümkün kılıyor.

    TEI-TJ300 turbojet motorunun geliştirme ve kalifikasyon testlerinin tamamlanmasının ardından seri üretim süreci başlayacak.

  • Teknofest finalisti drone projesiyle, orman yangınlarına anında müdahale

    Teknofest finalisti drone projesiyle, orman yangınlarına anında müdahale

    Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali Teknofest 2021’e 35 kategoride 39 bin 684 takım başvuruda bulundu. Teknofest; T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ve Türkiye’de milli teknolojinin geliştirilmesi konusunda önemli rol oynayan birçok kuruluşun paydaşlığıyla 21-26 Eylül 2021 tarihlerinde Atatürk Havalimanı’nda gerçekleşecek.

    Uluslararası Serbest Görev İHA Yarışmasında ulusal ve uluslararası lise, ön lisans, lisans ve lisansüstü öğrencileri, İnsansız Hava Araçları (İHA) teknolojileri ile belirledikleri bir görevi gerçekleştirecek. Görevler, takımlar tarafından belirlenerek yarışma alanında uygulanacak. Uçuşlar manuel ya da otonom olarak gerçekleştirilecek. Teknofest finallerini başarıyla tamamlayarak birinci olan proje, 50.000 TL ödül alacak.

    Orman yangınlarına hızlı müdahale

    İTÜ ETA Vakfı Doğa Koleji Acıbadem Fen ve Teknoloji Lisesi öğrencileri Berra Avcılar, Nehir Naz Tabaş, Deniz Çelik, Hikmet Deniz Yıldız, Sarp Doruk Şahin, Nil Öztürk ve Zeynep Sude Üstün’ü Uluslararası Serbest Görev İHA kategorisinde finale taşıyan proje “Doğa Free Spirit” oldu. Fizik Öğretmeni Merve Pınar’ın danışmanlığında projelerini geliştiren öğrenciler, sosyal sorumluluk bilinciyle çalışmalara başladı. Orman yangınlarına anında müdahale için otonom döner kanat projesi geliştirdiler.

    Doğa Free Spirit Takım Kaptanı Berra Avcılar, “Dünya çapında orman yangınlarıyla mücadele ediliyor. Yangınların hızlı şekilde yayılmasını önlemek için hızlı müdahale teknikleri çok önemli. Ülkemiz, orman yangınlarının sıklıkla görüldüğü Akdeniz iklim kuşağında bulunuyor. Orman yangınlarının yayılmasındaki en önemli faktör örtü yangınları. Bizim amacımız da örtü yangınlarına hızlı ve etkili şekilde müdahale etmek” dedi.

    Liseler Arası İnsansız Hava Araçları (İHA) Yarışmasında ise takımlardan iki farklı uçuş görevini yerine getirmeleri bekleniyor. İlk görevde takımların uçaklarının manevra kabiliyetleri test edilirken ikinci görevde takımlar belirli ağırlıktaki yükü önceden belirlenmiş bir alana bırakacaklar.

    Kavramsal Tasarım Raporu, Detaylı Tasarım Raporu ve Uçuş Videosu aşamaları üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda İTÜ ETA Vakfı Doğa Koleji Acıbadem Fen ve Teknoloji Lisesi öğrencileri Ozan Aybek, İzgi Akarca, Yalçın Alpay Özdemir, Bartu Aksu, Doğa Başeğmez, Enes Karaca, Ece Akbudak ve Azra Yılmaz‘ın geliştirdiği “Doğa’nın Kanatları” projesi Teknofest Liseler Arası İnsansız Hava Araçları (İHA) kategorisinde yarışacak.

    İTÜ ETA Vakfı Doğa Koleji Genel Müdürü Ali Rıza Lüle, “Öğrencilerimiz hayallerini gerçekleştirmek için her yıl çeşitli disiplin ve kategorilerde gerçekleşen teknoloji yarışmalarına katılıyor ve binlerce öğrenciyle yarışıyorlar. Geliştirdikleri projelerle jüri üyeleri tarafından takdir görerek Teknofest finalleri için hazırlık desteği almaya hak kazanan öğrencilerimiz; içinde üniversite öğrencilerinin de bulunduğu 111 takım arasına girmeyi başardı. Türkiye’nin bilim ve mühendislik alanlarında yetişmiş insan kaynağını artırmayı hedefliyoruz” dedi.
     

  • Excalibur PUBG Arena Turnuvası başlıyor

    Excalibur PUBG Arena Turnuvası başlıyor

    Global arenanın en popüler oyunlarını oynayan amatör ve profesyonel oyun severleri bir araya getiren Excalibur şimdi de Excalibur PUBG Arena’yı gerçekleştiriyor. Bu arenada mücadele edecek oyuncuları birçok ödül bekliyor.

    Arenaya katıl, kazanmaya başla
    Excalibur sponsorluğunda, tüm oyuncuların katılabileceği turnuvanın kayıtları 16 – 22 Nisan arasında alınacak. 24 Nisan 2021’de başlayacak olan turnuvada, oyuncular 2 hafta sonu boyunca Cumartesi ve Pazar günleri rekabet edecek. Her grup elemesinden en iyi 2 takım final aşamasına kalacak olup, büyük finalde oynamaya hak kazanacak.

    Açık elemelerden büyük finale çıkmaya hak kazanan takımlar Türkiye’nin en iyileriyle 20 bin TL ödül havuzlu turnuvaya katılamaya hak kazanacaklar. 1907 Fenerbahçe, 839 Pizza Locale, Digital Athletics, Fastpay Wildcats, Karagümrük Espor, Kumiho, XFlow ve Other Side takımlarının davetli olduğu final 9 Mayıs’ta gerçekleşecek.

    Yağız Efe “10000days” Vardarbaş ve Berkay “Vicrains” Yılmazbayhan’ ın sunacağı büyük finalde katılımcıları ve izleyicileri birçok sürpriz bekliyor.

    Birinci takımın 12 bin, 2. takımın 6 bin, 3. takımın ise 2 bin TL kazanacağı turnuvaya kayıtlar 16 Nisan’da başlayacak. Turnuvaya son başvuru tarihi 22 Nisan. Turnuva ile ilgili detaylı bilgi almak ve katılmak için https://www.casper.com.tr/excaliburclan/pubg-arena/ adresini ziyaret edebilir.

    Son Başvuru Tarihi: 22 Nisan 2021 23:59
    Açık Eleme: 24 Nisan 2021
    FINAL: 9 Mayıs 2021 13:00

    Final Canlı Yayın:
    twitch.tv/10000days

  • Van Gölü’nün uzaydan fotoğrafını çeken astronot dünyaya döndü

    Van Gölü’nün uzaydan fotoğrafını çeken astronot dünyaya döndü

    ABD Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) düzenlediği “Dünya Turnuvası” adlı çevrim içi fotoğraf yarışmasında Van Gölü’nün uzaydan çekilen fotoğrafı birinci seçilmişti. Van Gölü’nün uzaydan fotoğrafını çeken Astronot Kate Rubins’i Van Valiliği tarafından ‘fahri hemşehri’ ilan edilmişti.

    Van’a davet edilmişti

    Van Gölünün eşsiz fotoğrafını çeken Kate Rubins, Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli ve Edremit Belediye Başkanı İsmail Say başta olmak üzere birçok yetkili tarafından Van’a davet edilmişti.

    Bugün itibariyle sorunsuz bir iniş gerçekleştiren Kate Rubins ve diğer iki meslektaşı, Kazakistan’ın Dzhezkazgan kasabasının güneydoğusuna sabah saatlerinde paraşütlerle güvenli bir şekilde indi. Astronot Rubins ve arkadaşları 185 günün ardından temiz dünya havası aldı. Rubins, 21 Nisan Çarşamba günü saat 15.15’te 185 günlük görevini bir basın toplantısında tartışacak. NASA’nın Houston’daki Johnson Uzay Merkezi’nden gelen haber konferansı, NASA Televizyonu, NASA uygulaması ve ajansın web sitesinde canlı yayınlanacak .
    Astronot Rubins’in dünyaya gelişi Vanlıların davetini hatırlattı.

    Yılmaz Sönmez