Bahsedilen değişiklerin beklenenin aksine maddelerin olduğunu ifade eden Avukat Celal Ülgen şunları söyledi:
* Yeni paket Meclis’e sunuldu ama önceki uyarılarımız ve özellikle ‘Terör suçu’ kapsamının yeniden düzenlenmesi dikkate alınmamış görülüyor.
* Aksine üstüne basa basa terör suçları bütün yönleri ile kapsam dışında bırakıldığı görülmekte.
* Bilindiği gibi Terörle Mücadele Kanunu’nun 4’üncü maddesi çok geniş bir yelpazeyi terör suçu sayıyor ve uygulamada ise bu yelpaze de aşılmak suretiyle uygulanıyor.
* Bu açıdan baktığınızda gazetecilerin bu yasadan yararlanamayacakları görülmektedir.
* Hem hukuksal açıdan bir reform sayılması ve hem de virüsün yayılma hızı ile doğru orantılı etkili bir sonuç doğurması için Terörle Mücadele Kanunundaki ‘Terör Suçları’ tanımının değiştirilmesi ve her şeyi terör suçu sayan anlayıştan vazgeçilerek düşünce açıklamak suretiyle işlenmiş suçların terör suçu kapsamından çıkarılması zorunluluk göstermektedir.
Avukat Celal Ülgen.
“RAHŞAN AFFINA BENZER SONUÇLAR DOĞURABİLİR”
Avukat Hüseyin Ersöz de yasa içinde çocuklu anneler ve yaşlılara ilişkin olumlu yönde değişikliklerin olduğunu ancak beklentileri tam anlamıyla karşılamadığını ifade etti.
Avukat Ersöz şunları vurguladı:
* Özellikle ifade hürriyeti kapsamında kalan birtakım isnatlarla ceza evinde olan gazetecilerin durumuyla ilgili hiçbir adımın atılmadığını gördük.
* Oysa ki toplumun en fazla beklenti içinde olduğu ve Basın Özgürlüğü noktasında yine en fazla tartışma yaratan konuyu bu oluşturmaktaydı.
* Diğer yandan oldukça geniş yorumlanan ve bu sebeple de Avrupa Birliği’nden gelen bir çok eleştiriye maruz kalan örgüte yardım ve örgüt propagandası gibi suçlamalara yönelik infaz düzenlemesinin de yine kapsam dışında bırakılması bir başka önemli eksiklik olarak karşımıza çıkıyor.
* Tüm bunların ötesinde denetimli serbestlik süresi uzatılarak ve cezanın infaz süresi kısaltılarak sadece cezaevlerinin rahatlatılması amacının da taşınmaması lazım.
* Yapılacak değişikliklerle amacımızın mümkün olduğu kadar cezada adaleti sağlayıp, adalet ve infaz mekanizmalarında çağ dışı uygulamaların önüne geçmek olmalı.
* Zira son dönemde gazetecilere yönelik yürütülen adli süreçlere ilişkin ifade hürriyetini odağa koyan ilerici adımların atılması gerekiyor.
* Bu noktada adil sonuç doğuracak çözüm odaklı birtakım düzenlemelerin hayata geçirilmesi lazım.
* Türkiye’nin adı cezaevindeki gazetecilerle yada fikir suçlularıyla anılmamalı.
* Sadece infaz sisteminde değil diğer Kanunlarda da bunu sağlayacak adımların atılması gerekli.
* Bu yönüyle infaz tasarısında yenilikçi bir yaklaşım ne yazık ki göremiyorum.
* Diğer yandan cezanın infazında eşitliği sağlamayacak bir düzenlemenin ileride Rahşan affına benzer sonuçlar doğurması da söz konusu olabilir.
Avukat Hüseyin Ersöz.
“KİTAP YAZAN, TWEET ATAN İNDİRİMDEN FAYDALANAMAYACAK”
Avukat Merve Uçanok ise şu ifadeleri kullandı:
* Ceza yargılamasında hükümlüyü topluma yeniden kazandırmak ya da ıslah etmek için bir kısım iyileştirmeler yapmak elbette çok önemli.
* Ancak bunu yaparken çok hassas davranmak gerekir.
* Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ya da uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarının kapsam dahilinde olabileceği tartışılmıştı.
* Bu konu hukuk adına bir faciaydı.
* Neyse ki bu tartışmalara son verilmiş ve bu suçlar kapsam dışında bırakılmıştır.
* Bu yönüyle yerinde bir düzenlemedir.
* Bu infaz paketinde terör suçlarında hiçbir ayrım gözetmeksizin indirim öngörülmemesi olumsuz manada eleştirdiklerim arasında.
* Çünkü bu pakete göre Terörle Mücadele Kanunu kapsamında örneğin basit bir gösteri ve yürüyüşe katılan, bir derneğe bağış yapan, kitap yazan ya da tweet atan kişi bu indirimlerden faydalanamayacak.
* Buna karşılık ihaleye fesat karıştırma, zimmet, rüşvet, dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı gibi birçok kamu görevlisinin ya da kamu ile iş yapanların işlediği suçlar bu indirimlerden yararlanacak.
* Bu husus Anayasa’daki eşitlik ilkesine aykırıdır.
* Eski yıllarda olduğu gibi bu düzenleme hakkında da Anayasa Mahkemesi’nin bir denetleme yapması mümkündür.
* Bütün bunlar bir yana bu tip infaz indirimlerinin belli ölçülerde yapılmasını uygun buluyorum.
* Fakat bundan önce evvela yargıya olan güvenilirliğin artırılması için bir şeyler yapılması gerektiğinin de altını çizmek isterim.
Avukat Merve Uçanok.
“TAHLİYELER BAŞLAYACAK”
Avukat Mehmet Zengin de şöyle konuştu:
* Yeni düzenlemeden önce, cezalar üzerinden kural olarak belirlenen 3’te 2’lik koşullu salıverilme oranı ya da bilinen haliyle infaz kurumunda geçirilecek süresi, kural olarak yarıya düşürülüyor.
* Düzenlemenin temel maksadı burada yatıyor.
* Bu doğrultuda peşinen tahliye ve salıverilmeler olmakla beraber, infaz süreleri dolmaya devam ettikçe kademeli olarak da tahliyeler olmaya devam edecektir.
Avukat Mehmet Zengin.
“YARGILAMA YAPAN MAHKEME İYİ HAL İNDİRİMİNİ UYGULAYAMAYACAK”
İyi hal indirimi olarak bilinen takdiri indirim nedenleri artık yargılamayı yapan mahkemeler tarafından uygulanamayacağını kaydeden Zengin şu değerlendirmelerde bulundu:
* Belirlenecek değerlendirme sistemiyle beraber infaz hakimlikleri işlevsel hale getirilecek.
* Bu anlamda infaz hakimliklikleri tarafından yapılacak değerlendirmeler bakımından Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu’nun raporları da bir değerlendirme kıstası olacak.
* Hükümlüler bakımından uygulanacak takdiri indirim nedenleri, artık yargılama safahatindeki hal ve davranışlar bakımından uygulama alanı bulamayacak.
* Hükümlünün infaz sürecindeki davranışları değerlendirme kriteri olarak görülecek.
* Yeni düzenlemeyle konutta infazın sınırı arttırılıyor.
* Toplumdaki cezasızlık algısının değiştirilmesi hedefleniyor.
* Düşük cezaların da ceza infaz kurumlarında infaz edilmesinin yolu açılacak.
* Salgın hastalık da sağlanacak infaz kolaylığı bakımından yeni bir sebep olarak değişiklik kapsamına dahil edilmiş durumda.
İLGİLİ HABERYeni infaz düzenlemesi açıklandı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.